"Allah Rasulu'nun öğüdü, aç devenin yemek kabına hücum ettiği gibi dünya devletlerinin üzerinize hücum edeceği" şeklindeki Ebu Davud'daki bir hadis-i şerif, insanları geleceğe dair hazırlıklı olmaya ve kendi değerlerine sıkıca sarılmaya teşvik eder. Bu teşvik, günümüzde dünyanın en hızlı büyüyen dini olan İslam'ın öz değerlerine dönüşünü ve kendine yönelik bir adımı ifade eder. Şu an itibariyle dünyadaki Müslüman nüfusu 2 milyarı aştı; ancak, bu büyüme ve güçlenme, aynı zamanda içinde bulunulan zorluklara ve dönüşüm gereksinimine işaret ediyor.
İslam'ın Büyümesi ve Değerlerin Yeniden Keşfi
İslam dünyası, inançsal açıdan hızla büyümeye devam ederken, aynı zamanda öz değerlerine ve kültürel kimliğine dönme gerekliliğini de hissetmektedir. İslam'ın evrensel mesajları ve prensipleri, insanlığın birçok sorununa çözüm sunmaktadır. Aynen tarihte olduğu gibi... Ancak bu çözümleri gerçekleştirebilmek için öz değerlerini ve kendi kültürünü dikkate alması gerekmektedir.
Yoksulluk ve Tembellik Sorunu
Büyüyen bir nüfusa rağmen, İslam dünyasının hala yoksulluk içinde ve tembellik içerisinde boğulduğu bir gerçektir. Bu durum, içsel dönüşümün ve öz disiplinin gerekliliğini vurgulamaktadır. İslam'ın ana kültüründe, çalışkanlık, yardımlaşma ve adil paylaşım ilkelerini öncelikli olarak içerir. Hadis de ifade edildiği gibi, "O gün Allah(c.c) "Vhen" i kafirin kalbinden alır, sizin kalbinize yerleştirir. "Vhen nedir? Ya Rasulallah der Sahabe-i Kiram. Birincisi "Dünya sevgisi" ikincisi "Ölüm korkusu".. İnsan dünyaya bağlandıkça korkularıda artıyor demektir bunun manası.. Çünkü kaybedecek şeyleri var demektir.
Değerlerden Sapmanın Sonuçları
İslam dünyası, geçmişte büyük medeniyetlere ev sahipliği yapmış ve insanlığa pek çok alanında katkı sağlamıştır. Ancak, son dönemlerde batıyı takip etme eğilimi, değerlerinden sapmayı beraberinde getirmiştir. Bu sapma, İslam dünyasının kendi sorunlarına içsel çözümler üretmek yerine dışardan çözümler arama yolunda zaman kaybetmesine neden olmuştur. Aslına dönmeyen hiç bir kişi ya da devlet, ekonomiksel ya da siyasi olarak veya büyüyen refah bir toplum olamaz. Gölge hiç bir zaman aslı olamaz.
Değerlere Dönüşün Önemi
İslam dünyasının kendi değerlerine dönmesi, içsel bir dönüşüm ve yeniden yapılanmayı gerektirir. Dışarıdan ithal edilen her çözüm, ekonomik ya da siyasi olsun, gerçek anlamda sonuç elde edilmesini sağlamaz. Bu tür yaklaşımlar, kısır bir döngü meydana getirir ve potansiyelin gerçekleştirilmesini engeller. İslam dünyası ancak kendi değerlerine dönerek, öz gücünü ve kimliğini yeniden keşfedebilir.
İslam dünyası, dünya devletlerinin hücumuna karşı kendi değerlerine sıkıca sarılarak, öz gücünü ve potansiyelini gerçekleştirmelidir. Allah Rasulu'nun öğüdü, insanları geleceğe daha güçlü adımlarla ilerlemeye çağırırken, bu sürecin temel taşı değerlere dönüştürme çabaları olmalıdır.
İslam'ın özündeki prensipleri ve kültürü, kendi sorunlarımıza çözüm sunmak ve dünya üzerindeki etkimizi artırmak adına, inanan insana rehber olacaktır.