Kaç gündür elim ve beynim işbirliği içerisinde yazmamak için çırpınırken, ayaklarım beni hep geriye atıyordu. Şair’in dediği gibi; " Hissederim söyleyemem, dili bağlı kalbimin”… hissediyordum ve boğazımda düğümlenen sözcükler bir türlü dışarı çıkmak bilmiyordu. Bu son Bangladeş’teki idam hadisesi ve izlediğim tablo beni hem şaşırttı, hem de altımızın oyulduğunu gösterdi.
Her gün televizyonlarda demokrasi havarisi kesilenlerin, hiç seslerini duydunuz mu?... Ya da demokrasi havarilerinin insanlık adına ya da demokrasi ya da insan hakları savunucularının hiç seslerini duydunuz mu? Bir hayvan hakları için, dünyayı ayağa kaldıranlar, akvaryumdaki bir balık için, binlerin sokaklara döküldükleri halde, kaç kişi bağırdı… Kaç kişi yerinden zıpladı.. Hani demokrasi vardı, hani insan hakları vardı… Hani hayvan hakları vardı… Bu idamın bir hayvan hakları kadar dahi hatırı yok mu idi.. Evet… Bir hayvan hakkı kadar değeri yoktur… Neden?
Çünkü Ölen BİR MÜSLÜMANDIR’DA ONDAN… Ölen bir Müslüman olmasa idi, o zaman siz görecektiniz, Bangladeş devletinin ne kadar, insan haklarına karşı suç işlediğini, aktarıp dönderip televizyonlarında aktarırlardı, İslam dünyasına…
Bana istediğinizi söyleyebilirsiniz ama, anlatacaklarım karşısında, hala anlamamazlıktan gelen, dünyasını kurtarmak için, çamur içinde debelenen, Allah’ın kâfir’in kalbinden çıkarıp, mü’minin kalbine yerleştirdiği "Vhen” (-Dünya sevgisi ve ölüm korkusu)- hastalığına saplanan dünyadaki Müslümanların bir çoğu, samimi bir inanışla inanmadıkları için, sesleri de bir türlü çıkamıyor ve yankı bulamıyor. Birlik ve beraberlik gösteremedikleri için, başlarına gelecek bela her iki tarafı da yok edeceğini göremeyecek kadar basiretleri kapanmış, ya da makam ve mevkileri için, Allah’ın ayetlerini üç kuruşa satıyorlar, sırf yere batası dünyalarını mamur etmek için…
Şimdi soruyorum, nerede "İslam İşbirliği Teşkilatı(İİT)(!), nerede Müslüman Arap devletlerinin bir araya geldiği Arap Birliği(!), nerede zengin Müslüman devletlerin otorite güçleri, nerede kaldı caydırıcılık gücü, dün Müslüman kardeşlere karşı kullandığı ve başarılı olduğu güçleri hani nerede?...
Neden kılları kıpırdamadı?.. Hadi, anladık. Tüm dünyanın gözleri önünde Suriye de, Mısır da, Gazze de, Çeçenistan da Müslümanlara kıyılmaktadır. Batı dünyası ile tüm dünya seyretmektedir. Peki sen Müslümanlıkta mangalda kül bırakmayanlar, neden sesiniz çıkmadı… Aslında, o şehid idam edilirken, ölmedi, o hayat bulurken, aslında bizi öldürdü….
Şimdi daha iyi anlıyorum ki, altımız oyulmuş, Müslüman ülkelerin ve teşkilatlarının başları ele geçmiş, sesini çıkarmayan, süt dökmüş gibi, efendisinin karşısında talimat bekleyenler tarafından istila edilmiş… Bu kuklalardan da bir şey beklemek elbette abes olur…
Dünyadaki aklı başındaki İslam ülkeleri D-8 çatısı altında birlikteliklerini acilen kurmalı, şayet devletler arası bağlantı kurmak zor ise, STK’larla işbirliğine geçilerek, uluslararası geniş bir işbirliği sağlanmalıdır. Hem de radikal bir biçimde… Yek vücut bir hale gelinmeli çok acil… Bırakın maddi, siyasi ya da diğerini, tamamen kültürel olmak üzere, Allah Rasulunün söylediği, (iki esas)üzerinde sabitlenerek odaklanmalı…Yoksa siz kendi dünyanızı kurmak isteyeceksiniz de, size kendi dünyanızı kurduracaklarını mı sanıyorsunuz?...
Görmüyor musunuz, bu gün Müslüman geçinenler, herhangi birine karşı, demokrasi adı altında, dinsiz de olsa, haklarının verilmesi gerektiğini, ya da insan hakları adı altında, dinsize dahi merhamete dönüşürken, ne yazık ki, aynı Müslümanlar tarafından, bir Müslümana karşı, bırakın ayağa kalkmayı tüyleri dahi ürpermemiştir…
Hatt-ı zatında, Dünya’daki Müslümanlar dönerek, şeytan taşladığı gibi, taş yerine şöyle bir "tükürseler” dünya rotasında çıkar…. Kendi liderlerini dahi koruyamayan aciz bir yığın olamaz Müslümanlar… Hani mü’minler bir vücudun azaları gibi idi… Nerede kaldı sizin imanınız…
Bırakın, batının leş kargalarını, gördük biz onları, Bangladeş’te idam ediliyor, Myanmar’da Müslüman katlediliyor, Mısır’daki darbe’ye darbe diyemeyen batı, buralarda ölenleri hiç görmüyor, perki nereyle uğraşıyor… Onu da siz bir araştırında bir görelim. Bir daha ki yazımızda da biz size anlatalım onların çirkef yüzlerini.. Biliyor musunuz? Batı ikiyüzlü ve yalancı bir sinsi düşmandır. Bu böyle biline…