Çoğunuz "Baba” filmini izlemiştir, orada şöyle bir bölüm geçiyor. Filimde ki karakterlerin kardeşleri haince öldürülüyor. Baba’sının yerine geçen toy gence babası nasihat ederken, "suçlu” sana bu haberi ilk getirip, başkasını ispiyon edendir, diyor.
Daha önce yazmış olduğum, "ön haber” başlıklı makalemde, hem bazı tepkileri öğrenmek, hem de tepki ve taraftar oluşturmak için, İngilizcedeki bir deyimi söylemiştim. "Trial Balloon”, yani halkın tepkisini öğrenmek için bir plan hakkında verilen "ön haber”.
Hatay Reyhanlıdaki olayın hemen ardından, rtük’ün bazı feci görüntüleri yasaklaması güzel bir haber. Her zaman düşülen bir takım yalan haberlerin önüne geçilmesi ve kamuoyunu yanlış yönlendirmeye yönelik hareketlerin önünün kesilmesi de sevindiricidir. Ayrıca, hükümetin aklı selim davranması da, takdire şayan bir durum.
Herkesçe bilinmektedir ki, Türkiye hassas bir dönemden geçiyor. Bir taraftan kendi iç dinamikleri ile uğraşırken, diğer taraftan da, dış mihrakların görünmeyen saldırıları ile uğraşmak zorunda bırakılmaktadır. Bu geçmişte sürekli olan bir durumdu, ama halkın bilinçli hareketi tüm bunların önüne geçiyor, ya da organizeli hareketi diyebiliriz.
Patlamanın görünen üç yönü vardır. Fakat saldırının ana fikri, barış sürecini baltalamak ve gelişen huzurlu Türkiye’nin önünü keserek bir kaos ortamı olan savaşa çekmektir. Olayın üç yönünden bir tanesi, ucu kesilen terörü yeniden hortlatmak, saldırının ağırlıklı olarak, Türklere yönelik olması, Türk halkını galeyana getirerek, içeride oturan, Türkiye’ye sığınmış olan, Suriyelilerle karşı karşıya getirmek, diğer taraftan da, hükümetin barış planı üzerindeki çalışmasının yanlış olduğuna dair, yıpratma hareketidir. Ve bu planın uygulanmadan akamete uğramasını sağlamaktır. Çünkü kurtlar daima, puslu havayı sevecektir.
Patlamanın ikinci yönü ise, İran karşısında sesini çıkaramayan İsrail’in bölgedeki planları. Kısaca şöyle bir bölgeye bakacak olursak… Yakın geçmişte, İsrail’in Suriye’yi bombalaması, bu Suriye’nin dikta rejimi, karşılık veririm diyerek dil dalaşına girmeleri ki, biz bunun bir horoz döğüşü olduğuna inanıyoruz. İyiden iyiye zayıflayan Suriye, aynen Filistin gibi, eli kolu bağlıyken ki, İsrail bu gibi ortamları çok sever.. Bu arada İsrail savaşa dahil olarak "Golan” tepelerini alma planları yapıyor. Diğer taraftan Türkiye’yi de olayın içine çekerek işini daha rahat hale sokma planları meydana getirmektedir. Bir taraftan gelişen Türkiye’yi zayıflatmak, diğer taraftan da dört yüzyıldır savaşmadığımız İran ile Türkiye’yi karşı karşıya getirmek. Bu nasıl olacak demeyin, bak bir bomba da insanları nasıl sevk ve idare ediyorlar, açık bir şekilde gözükmektedir.
Patlamanın üçüncü yönü ise, mezhep çatışması meydana getirmek. Son günlerde bazı televizyonlar hariç, özellikle Irak’dan gelen haberlere dikkat edin, haberi anlatırken, Şii-Sünni diyerek anlatıyor. Bu zamana kadar hiç bu konuda söylenmeyen bu terimler işlenmeye başlandı, kafalara… Amaç İslam düşmanlığı, bu İslam düşmanlığını da, kendi ellerini kana bulamadan, Müslüman’ı Müslüman’a kırdırmak. Halbuki, olayı ilk kınayanlar ya da haberi ilk getirenler suçlu…Esed denen cani, İngiliz kültürü ile yetişen birisi, Türkiye ile sıkı fıkı olan batı, aynı zamanda da İran ile sıkı fıkı… Bakmayın bağırıp çağırmalara… Biz bu filmi daha önceden seyrettik. İran-Irak savaşında "water gate” olayını bilmeniz yeterlidir… Gerisi hikaye. Ne diyor hadis’de Peygamber efendimiz; "Bir Mü’min bir delikten, bir kez ısırılır” ikinci kez ısırılırsa aptaldır.
Son olarak diyoruz ki, Türkiye asla bir savaşa girmemesi lazım. Suriye’ye girmek gibi bir planı kafasından dahi geçirmemelidir. Amerika başta olmak üzere, batı daima bizi yolda bırakmıştır. Mayasında bu vardır. İleride Müslüman Araplar üzerindeki etkisini asla telafi edemez, yıllar ister temizlemek için… Hele ki, Şii-Sünni ayrımı gibi haberlerin dahi yapılmasını bu günlerde engellemesi lazım, faydadan çok zarar meydana getirecektir. Türkiye’de inanmayan birisi ile dostluk kuruluyorsa, en bozuk bir mezheple de dostluk kurulabilinir diyoruz…