Son günlerde, dünyanın gündemine oturan İsrail’in İran’a saldırı planlarını konu alan haberleri izliyoruz ya da okuyoruz. İngilizce’de, bir deyim var; "Trial balloon”, yani; halkın tepkisini öğrenmek için bir plan hakkında verilen "ÖN HABER.” Şu anda dünya gündemini meşgul eden, bu tür ön haberler ya da dünyayı oyalama taktikleri sayesinde, zaman kazanılıyor. Bir taraftan da taraftar toplama ve bölge ülkelerinin olası durum karşısında ne yapacakları hakkında bilgi ediliniyor.
17 Eylül akşamı Hürriyet’in internet sitesinde, "İsrail Yıl Sonuna Kadar İran’a Saldıracak” başlıklı bir haber yayınlandı. İngiliz "Daily Telegraph” gazetesinde İsrail eski savunma Bakan yardımcısı "Efraim Sneh”nin açıklamasına yer verildi. Yukarıda da görüldüğü gibi, her ülkenin belli gazetelerinde benzer açıklamalar yayımlandı. İşte bunlar, nabız yoklaması yapılmak için, hazırlanan ön haberlerdir…
İsrail yıllardan beri bu türden tehditler savurmaktadır. 19. yy’da İngiltere’yi arkasına alan İsrail, Filistin devletini kurdu. 20.yy’da da Amerika’yı arkasına alarak, dünya devletlerini hizaya getirmeye çalışmıştır. 21.yy’da yeni planlar peşinde koşmaktadır. Gelecek yüzyıla, yeni bir devlet yüzü hazırlama peşindedir. Yıllardan beri bu durumlar göstermektedir ki, İsrail tek başına bu işlere girişemeyecektir. En azından Amerika’nın üstü örtülü desteği olmadan bu işlere soyunamayacağı açık olarak görülmektedir.
Fakat son günlerde Amerika kamuoyunda oluşan "Tepkiler”den, ABD halkının yani tabanın, İsrail lobilerine karşı uyanışa geçtiğini görmekteyiz. Şu anda bazı belirtiler alânen gözükmektedir.
Diğer taraftan, Rusya, Çin ve diğer taraftan bir kısım Arap devletleri İsrail’in İran’a saldırma meselesini, üçüncü dünya savaşının başlaması olarak yorumluyor… Bu da gösteriyor ki, bir saldırı durumunda, saldıranın da başı yanacaktır. Amerika dönüşü açıklamasıyla Başbakan da bunu doğrulamaktadır. Çünkü bölgede her şey, kaygan durumda…
Ayrıca, Amerika Irak’tan çekilirken arkada, düşman Araplar bırakmak istemediğinden dolayı bölge üzerinde çok hassas davranmaktadır. Ve Suriye, Lübnan ve Irak’ın İran’la bir blok oluşturmasından endişe duyduğu için bölgede, mümkün olduğu kadar, planlı hareket etmektedir. Kendisine yeni sorunların açılmasını istememektedir.
Suriye’nin Türkiye’ye yakınlaştırılmasının da bu planın bir parçası olduğu gözükmektedir. İsrail ve Amerika’da çok iyi bilmektedir ki, İran asla Irak gibi değil. Bazı şeyler kolay olmayacak ve karşı tarafın da ağır bedel ödeme durumları var. Hamas’ı içerisine almayan bir; Filistin- İsrail görüşmesi bu stratejinin bir parçası ve zaman kazanma sadece…
Dolayısıyla bu beyanatlar, "Ne yapacaklar? Ne söyleyecekler? …” gibi hep bu zamana kadar ortaya atılarak gündem hakkında "Bilgilenme” izlenimleridir.