Geçen hafta tam on gündür Mısır’ın başkenti Kahire’de idim. Yoğun geçen bir çalışmanın arkasından, Türkiye’ye geldiğim de ancak yorgunluğumu hissedebildim. İş dünyası o kadar gelişmiş, o kadar büyümüş ki, şaşırmamak elde değil. İlk gittiğim iki bin’li yıllar ile karşılaştırdığım Mısır, çok mesafe kat ettiğini gördüm. O günlerde bizden elli-altmış yıl geriden gelen Mısır, mesafeyi daraltarak yirmi beş – otuz yıla düşürmüş. Bu da hemen hemen yüzde elli demektir.
Üç yüz’e yakın Türk şirketlerinin, sanayi derecesinde yatırımlar yaptığını gördüm. Mısır hükümeti’nin vermiş olduğu imkanlar’ı sanırım, bizim Türk firmaları çok iyi değerlendirmektedir. Elbette bu gelişmenin birinci faktörlerinden birisi olan, orta doğuda yıldızı parlayan Türkiye’nin , bölge insanı tarafından çok sevilmesinden kaynaklanmaktadır. Bu sevgi "One Minute” ile başlasa da, derinliği olan, tarihe dayanan sevgi ile birlikte, son günlerde sinema sektöründe bölgede çok büyük ivme kazanan Türk film ve dizilerinin de etkisi çok büyük olduğunu görmekteyiz. Şunu da kesinlikle unutmamalıyız ki, devletimizin başarılı dış politikalarının da etkisi çok büyüktür.
Avrupa görmüş olanlarınız bilir ki, bir zamanlar, Avrupa’ya uçaktan indiğimizde bizlere Afrikalı gibi beşinci sınıf vatandaş olarak bakarlardı. Kimse pek ilgilenmezdi. Hatta ben kendim dahi, bazı olaylar yaşadım bir zamanlar, kendi konsolosluğumuz dahi, bize sahip çıkmamıştı. Şimdi bir vatandaş için dahi devlet uçak gönderiyor, vatandaşını almak ve emniyetini sağlamak için… Ayrıca, siz daha uçak’tan hangi devlete inerseniz inin. Telefonunuzu açtığınız anda, hemen size o bölgedeki Türk konsolosluğunun telefon numarası, hemen mesaj olarak geliyor ve bir sorununuz olduğunda burayı arayın diye bir mesajla da karşılaşıyorsunuz.
Elbette bunlar çok güzel gelişmeler. İnsan bunları gördükçe gurur duyuyor ve kendimizi insan olarak hissediyoruz. Dün bizlere tepeden bakanlar bugün aynısını Afrikalıya yapmakta olduklarını görmekteyiz. Ama bizler millet olarak hiçbir zaman, kendimizi üstün , karşımızdakini aşağı gören bir millet olmadık ve olmayacağız da. Bu zaten bizim İslami kültürümüze aykırı bir duruştur. Yunus’un ifadesiyle; "Yaratılmışı hoş gördük, yaratandan ötürü” dizeleri tam bizi anlatmaktadır.
Mısır da neler olmamış ki; Hatta şunu da söyleyeyim artık canınız lahmacun istediğinde, Mısır Kahire’de yiyebilirsiniz. Diyarbakırlı bir iş adamımız, hem İstanbul’da burger türü mağza zincirine sahip iken, bir tane de Kahire’ye açmış ve burada da bir lahmacun zincirini kuracağını söylüyor.
Öte yandan, artık baklavada yiyebilirsiniz. Elazığlı bir işadamımız ki, Mısırda okumuş ve Türkiye de "al-Azhar üniversitesi”nin denkliği olmadığından dolayı, buradan mezun olanlar da kendi işlerini kurmaya başlamışlar. İşte bu Elazığ’lı iş adamı kardeşimizde burada "Turkish Delight” adı altında açtığı ve hatta açılışını; "Sami Yusuf”un yaptı bir yer açmıştır. Bundan böyle Mısır Kahire’ye yolu düşenler artık baklavayı Gazi Antep de aramasına da gerek kalmadı. Burada da baklavayı bularak yiyebilir.
Tabi… Tüm bunlar gösteriyor ki, artık dünya çok küçüldü. Kabul etsek de etmeksek de. Sabah İstanbul da, akşam Mısır da ya da başka bir yerde olma imkanınız var. Yalnız şu son günlerde Tunus ve Mısır da ve diğer bazı Ortadoğu ülkelerinde olan haraketlilik, bölgeyi ısıtmaktadır. İnternet ve iletişimin çok hızlı olduğu günümüz dünyasında artık özgürlüklerin önü alınamıyor. Birde şunu gördüm ki, dışarıdaki telaş içeriden çok daha hızlı ve büyük görünüyor. Medyanın anlattığı gibi değil bazı seyler. Ancak yaşayan ve gören bilir… İleriki yazılarda bunlar hakkında konuşmaya çalışacagız. Şu anda yerimiz ona müsait olmadığından dolayı kısa kesmek zorundayız. Bölgeyi ilgilendiren çok sorunlar var. Ama bir gerçek var Mısır asla Tunus gibi olmaz… İki bölgenin durumları farklı. Bazı seyler istemekle olmamaktadır. Tüm bunlar olurken yatırımlar hiç hız kesmeden devam ettiğini görmekteyiz.. Mısır’a gitmeden öncede Tunus’ta idim. İnsanlar kendi gelişimlerini aynen, suyun önünde, kendisine açtığı yol gibi, yolunu yaparak gittiklerini gördüm… Yukarısı ne derse desin….Hoca bildiğini okuyor…….