Sıralı dükkanları geçtikten ve alışverişimizi de yaptıktan sonra o muhteşem kubbeyi uzakta bir kez daha görüyorum. İçimde tarif edilemez bir heyecan kaplıyor. Meşhed’de bütün yollar İmam Rıza’nın makamına çıkıyor. Şehrin anahtarı sanki onun elinde gibi. Her yol ona gidiyor. Önemli şahsiyetlerin tarihte iz bıraktığını düşünüyorum. Ve geride iz bırakanların bir tanesi de İmam Rıza. İmam Rıza, İslâmî siyaset sahnesine bir yıldız gibi doğdu. Kur’an’dan ayrılmayan ve Peygamber’den (a.s) bize paha biçilemez emanet değilmiydi O? Onlara ve Kur'ân'a birlikte sarılan kimse sapmaz diye bize çocukluktan öğretilmemiş miydi? Ve işte şuan o mübarek şahsiyetin makamına gelmiştim.
Türbenin giriş kapısının önündeydim şimdi. Türbenin girişinde kadın ve erkekler için ayrı giriş kapıları yapılmış. Ziyaretçilerin rahat ziyaret yapabilmeleri için pratik ve güvenli giriş alanları oluşturulmuş. Türbenin büyük 4 ana giriş kapısı, bu ana kapılarından ayrı olarak 4 ayrı da yan kapılar var. Altın kaplamalı muhteşem kubbe altına doğru ilerliyorum. Tüm duyguları aynı anda yaşıyorum. İğne atsan yere düşmez bir kalabalık. Buraya ilk defa ziyarete gelenlerin ilk üç dileklerinin kabul edildiğini söylüyorlar. Ben ne istiyordum? Bir kul ne isterdi ki? Öylece durmuş etrafımı gözetliyorum. Türbenin içindeki kristaller iç dünyamdaki parçaları birleştiriyor. Karanlık bastırmıştı ama gündüz gibi aydınlıktı. Sürekli hareketlilik var. Kimi ailesiyle gelmiş, kimi okul gezisiyle. Büyük küçük, yaşlı genç, bebek her yaş grubundan insanlar buradaydı. Kimi genç gruplar halinde bir köşeye oturmuş hep bir ağızdan dua ediyor. Kimi ise, tek başına bir köşede oturmuş yaratanla yalnız olmayı tercih etmiş. Kimi namaz kılıyor, kimi ellerini semaya açmış dua ediyor. Ama herkesin tek bir dileği var dı. yüce Allah’ın kendilerinden her türlü kiri arındırıp tertemiz kıldığı Ehl-i beyt İmamlarından İmam Ali b. Musa er-Rıza’nın kurtuluş gemisine binip eşya denizinde boğulmaktan kurtulmak.
Burada sabaha kadar durabilirdim ama dinlenip yarın erkenden yola çıkmalıydım. Ertesi gün Meşhed’in etrafını gezmek istiyordum. Biraz hüzünle biraz zihin yorgunluğu ile ayrılıyorum. Kaldığımız yere geri döndüm. O gece içimde tatlı bir huzur, yüzümde hafif bir tebessümle uykuya dalmışım.
Meşhed’de ikinci güne yağmur sesiyle uyanıyorum . Evet Meşhed’e yağmur yağmıştı. Yağmur bereketti ama benim gezi planımda bazı değişiklikler yapmam gerekiyordu. Nevruz tatili dolayısıyla da Meşhed’in kütüphanesine gidememiştim. Üzgündüm, çünkü İran’ın milli kütüphaneden sonra ikinci büyük kütüphanesiydi ve bu benim için çok önemliydi. Neyse bir dahaki sefere diyip arabamıza atlayıp şehir turuna devam ediyoruz. Bugünki planımız kalabalığın yoğun olduğu alanlara gitmek. Şehrin girişlerinden akın akın arabaların girdiğini gördüm. Şehre doğru yoğun trafik akımı var. Ben de o atmosferi yaşamak için şehrin girişine doğru gitmek istedim.
Caddeleri seyrediyorum. İnsanlar Newruz dolayısıyla Meşhed’e İmam Rıza’yı ziyarete gelmeye başlıyor. Trafik bazen keşmekeş, biraz sonra insanlar birbirine girecek diye bekliyorsunuz. Ama trafik durmuyor, kendi halinde akıp gidiyor.
Şehrin girişlerinde büyük parklar ve parkların içerisinde misafirlerin konaklaması için kamp alanları oluşturulmuş. Yolcuların yanlarında getirdikleri renga renk çadırlar renkli bir çadır kenti andırıyor. Meşhed’e giriş yerlerinde oluşturulan kamp yerleri adeta çadır kente dönüşmüş. İran’da yaz aylarında şehirlerararası yolculuk yapmak kolay ve ucuz oluyor. Çadırın varsa otel ya da misafirhaneyde kalmana gerek yok. Başka şehirlerden gelen ziyaretçiler için kolaylık sağlanıyor. Su ve elektrik ihtiyaçları devlet tarafından karşılanıyor. Meşhed’in içerisinde çeşitli oteller ve misafirhaneler de var. Tercih eden burada da kalabiliyor. Özellikle İmam Rıza’nın türbesinin etrafında çeşitli oteller görmek mümkün. Buraya farklı şehirlerden insanlar İmam Rıza’yı ziyarete geliyor. Bir çok arabanın üst bağajında yolculukta kullanılacak valiz ve çadırlar dikkatimi çekiyor. Bu da iç turizmin hareketliliğini gösteriyor. Şehir hareketli, şehirlerin girişinde yüksek güvenlik önlemleri alınmış, insanların güvenli ve rahat yolculuk yapması için her türlü önlemler alınmış.
Şehir girişlerinde hummalı bir duvar resim boyamaları çalışması yapılıyor. Kadınlı erkekli gençli orta yaşlısı burada duvar boyaması yapıyor. Özellikle rengarenk bahar motiflerinin kullanıldığı duvar resimleri boyanıyor. Hemen duvar resimi yapan bir bayanın yanına gittim. Ayaküstü sohbet etme fırsatı yakaladım. Resim yapmayı çok sevdiğini burada duvar resimleri yaparak Meşhed şehrine gelen ziyaretçilerin İmam Rıza’nın misafiri olduğunu ve kendisinin de gelen bu misafirlere ufak bir hediye olması amacıyla bu işe koyulduğunu anlatıyor. Gerçekten çok şaşırmıştım. Bu nasıl bir algılama bu nasıl bir bilinçti? İnanamadım. Türkiye’ye de gel dedim ve birlikte hatıra fotoğrafı çektirerek oradan ayrıldım.
Arabaya bindiğim de aklıma muhtelif mesafelerde sürekli hatırlatılan uyarı levhaları geldi. Levhada İmam Rıza’nın misafiri olunduğuna dair uyarı yapılmıştı. Bu bilincin hayatın her alanında uygulanıyor olmasını görmek gerçekten güzeldi. Aslında bu uyarı yapılacak her türlü kötü işlerin de bir nebze engellenmesi anlamına da geliyordu. DEVAM EDECEK....