5+1 grubu ülkeleri ile İran arasında yürütülen zorlu mücadele sonrası İsviçre’nin Lozan kentinde yapılan anlaşmanın temelleri dün atılmış oldu.
Varılan anlaşma sonucu tüm tarafların memnun olduğu aşikâr. İran anlaşmayı kendi zaferi olarak değerlendirdi. Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani görüşmeleri tamamlayan İran heyetine teşekkür ettiğini twitter hesabından duyurdu. İsviçre’den İran’a dönen 5+1 müzakere heyetini halk da coşkuyla karşıladı. ABD ve Batılı ülkelerde memnuniyetlerini ifade ederken ABD Başkanı Barack Obama uzlaşıya varılmasını ‘tarihi’ olarak nitelendirdi. Nükleer güç ve silahlanmanın kontrol alanlarında uzman kişiler tarafından ise "diplomasinin olumlu sonuçları” şeklinde değerlendirildi.
Kazan-kazan durumunu benimseyen taraflar arasında karşılıklı saygıya dayalı yaklaşım ve işbirliği, yeni bir döneme girileceğine işaret ediyor.
ABD ve Batılı ülkeler, İran’ın nükleer silah üretimini durdurmasını, şeffaf bir sürece girmesini, nükleer tesislerinin daha kolay denetlenmesini ve kontrol altında olmasını istiyor.
İran açısından en önemli kazanç ise İran’a yönelik yapılan yaptırımların kaldırılacak olmasıdır. Ekonomisini ciddi anlamda felce uğratan yaptırımların kalkması İran’a büyük bir nefes aldıracak, aynı zamanda herhangi bir nükleer tesisini kapatmak zorunda kalmayacak. Ve sınırlamalar kaldırıldığında İran önemli bir nükleer endüstri temeline sahip olacak.
Şimdilik bu anlaşmanın tüm taraflara diplomasi açısından kazanımlar sağlayacağı düşünülüyor. Fakat anlaşmanın henüz sonuçlanmamış olması kafalarda farklı soru işaretlerini de beraberinde getiriyor. Ya taraflardan birisi anlaşmayı ihlal ederse? Şimdilik böyle bir sonuç öngörülmüyor. Tüm tarafların bu anlaşmaya ihtiyacının olduğu hissediliyor. Fakat İran’ın nükleer tarihine baktığımız da İran’ın nükleer santral projesi, 1976 yılında başlatılmış fakat İran İslam Devrimi sonrası proje durdurulmuş. Yani İran için ciddi bir gerileme olmasına rağmen nükleerprogramı konusunda ABD’nin çaresizliği izlenmekte. ABD’nin bu konudaki en büyük endişesi, İran’ın nükleer teknolojisini ithal eden değil, üreten bir ülke haline gelmesidir. Bu teknoloji de, İran’ın elinden alınamayacağına göre, 5+1 ülkeleri için bu anlaşma büyük bir önem taşımaktadır.