Cumhurbaşkanlığı Sistemi Gerçek bir reformdur

Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA), Haliç Kongre Merkezi'nde düzenlediği sempozyumda "Cumhurbaşkanlığı Sistemi"ni ayrıntılı bir şekilde kamuoyuyla paylaştı.

Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA), Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlediği sempozyumda "Cumhurbaşkanlığı Sistemi”ni ayrıntılı bir şekilde kamuoyuyla paylaştı.
Sempozyumda konuşan Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Mehmet Uçum, "Bu değişiklik gerçek bir reformdur. Hukuk reformudur, siyasal reformdur, siyaset yapma tarzında reformdur. Değişiklikle Türkiye'de devlet-toplum ilişkilerinde yeni bir dönem başlayacak" diye konuştu.
SETA Başkanı Prof. Dr. Burhanettin Duran’ın açılış konuşması ile başlayan sempozyumda 3 oturum gerçekleştirildi. SETA İstanbul Genel Koordinatörü Doç. Dr. Fahrettin Altun moderatörlüğünde gerçekleştirilen ilk oturumda, "Türkiye İçin Cumhurbaşkanlığı Sisteminin Tasarımında Temel Dinamikler” ele alındı.
"40 yıldır Başkanlık Sistemini savunuyorum”
AK Parti İstanbul Milletvekili Prof. Dr. Burhan Kuzu, 40 yıldır Başkanlık sistemini savunduğunu söyledi. 1970’li yıllardan bu yana gittiği her yerde Türkiye’nin gerçek sisteminin Cumhurbaşkanlığı Sistemi olduğunu ifade ettiğini belirten Kuzu, "Parlamentarizm diye bir model var. İngiltere’de doğdu. Sonra Fransa, Almanya gibi ülkelere yayıldı. Miadını doldurmuş, dünyanın başına bela olmuş bir sistemdir. Fransa, İtalya sürünüyorlar bu sistemden dolayı” dedi. Kuzu, Cumhurbaşkanlığı Sisteminde gensoru olmadığı belirterek, ‘Parlamenter sistem, kuralı olduğu zannedilen yapay yalancı bir sistemdir” diye konuştu.
Anayasa Komisyonu Başkanı AK Parti İstanbul Milletvekili Ahmet İyimaya ise Türkiye’de sistemsizliğin hakim olduğunu belirterek, Başkanlık Sistemi’nin elzem olduğunu vurguladı. İyimaya, "Başkanlık Sistemi bir rejim değişikliği değil, tamamen hükümet sistemi değişikliğidir" dedi.
"Bürokratik oligarşi ortadan kalkacak”
İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Haluk Alkan ise konuşmasında şu sözlere yer verdi: "Ne kadar demokrasi arzularsanız arzulayın, bürokrasi ve siyasi otoriteyi uzlaştıramazsanız, bunu gerçekleştiremezsiniz. Parlamenter sistemde yetki nihayetinde bürokratlara devredilir. Bu nedenle parlamenter sistemler vesayetçi sistemlere son derece müsaittirler. Başkanlık Sistemi halk tarafından somut bir yetkilendirme yapmaktadır. Başkanlık Sistemi’nde seçtiğimiz Cumhurbaşkanı, özellikleri ve nitelikleri belirtilmiş olan bürokratlarla birlikte çalışma imkânı bulacaktır. Bürokratik oligarşi ortadan kalkacak.”
"Siyaset kurumsallaşacak”
SETA Siyaset Araştırmaları Direktörü Yard. Doç. Dr. Nebi Miş, dünyadaki siyasi parti- cumhurbaşkanı ilişkilerini anlattı. Nebi Miş, şunları kaydetti: "Türkiye’de siyasal partilerin en büyük sorunu kurumsallaşmadır. Siyasal parti kültürü ve kurumsallaşma yerleşmemiştir. Siyasetin merkezi güçlü olmalıdır. Bu durumda parçalanma azalır. Bu da güçlü liderlik üzerinden gerçekleştirilmektedir. Parti disiplini önemlidir. Siyasal parti ile başkan arasındaki ilişki güçlü bir şekilde korunmalıdır. Başkanlık Sistemi de bunu sağlamaktadır. Siyasetin kurumsallaşması açısından Başkanlık Sistemi önemlidir.”
"Cumhurbaşkanlığı Sistemine Dönüşüm Alanları ve Geçiş Sürecinin Önemi” başlıklı ikinci panelin moderatörlüğünü SETA’dan Doç. Dr. Serdar Gülener geçekleştirdi.
Panelde Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Prof. Dr. Şükrü Karatepe, kanun yapmanın değerli, kutsal bir iş olduğunu belirterek, "Gerçekten bu sistem parlamentoyu daha kıymetli hale getirecektir. Kanun yapma açısında daha güçlü bir parlamento olacak. Sistemle birlikte parlamento hukukunun da değiştirilmesi gerekiyor” dedi.
"Vesayete kapalı, millete açık bir sistem geliyor”
AK Parti Genel Sekreteri Abdulhamit Gül de Başkanlık Sistemi’nde iki ana hedefin izlendiğini belirterek, "Bunlar seçilenlerin hesap vermesi ve seçime dayalı olmasıdır. Bugüne kadar güçsüz hükümetler vesayeti güçlendirmiştir. Güçlü liderlerin dışında siyasi bir istikrar olmamıştır. Türkiye zayıf, kırılgan bir alana hapsedilmiştir. Başkanlık Sistemi vesayete kapalı millete açık bir sistemdir. 2007’deki irade 2017’de taçlanacaktır. Çift başlılık ortadan kalkıyor. Temsili ve doğrudan katılım sağlayacak bir model geliyor” diye konuştu.
"Yeni bir siyasi kültür doğacak”
Kamusal Politika ve Demokrasi Çalışmaları (PODEM) Başkanı Can Paker, bugüne kadar Türkiye’de tek bir meşruiyet kanalı olduğunu belirterek şunları dile getirdi: "Türkiye yıllardır kurumlar tarafından yönetilmektedir. Hatta FETÖ bu anlayışla hareket ederek kurumları ele geçirdi. Onun için 15 Temmuz Darbe Girişimi gerçekleşti” dedi. Paker bu yeni sistemle Cumhurbaşkanlığı seçiminden artık parti genel başkanları kaçamayacağını söyleyerek, "Aday olmak zorunda kalacaklardır. Başarısız olduklarında çekilmek zorunda olacaklar. Bu da yeni simaların gündeme gelmesini ortaya çıkaracak. Bu nedenle çok önemli bir siyasi kültür değişikliği olacak. Sistemden sonra seçim ve partiler kanunu büyük ihtimalle değişecektir. Bundan sonra milletvekili seçimleri kişilerin kendi güçlerine dayanacak. Bu durum da milletvekillerini daha çok söz sahibi yapacaktır. Parlamentoda grubu olmayan partilerden de aday çıkacak. Yeni bir siyası kültür doğacak.”
SETA’dan Yard. Doç. Dr. Ali Aslan ise sisteme geçiş süreçlerini değerlendirdi. Aslan,” İlk geçiş 2007’de yaşandı. İkinci geçiş ise 2014’te gerçekleşti. Bunlara dirençler oldu. Gezi gibi darbe girişimi gibi… Üçüncü geçiş ise referandum süreci. Bu süreci başkanlığa geçişin tamamlanması olarak tanımlayabiliriz” dedi.
"Siyasal Sistemlerin Dönüşüm Pratikleri ve Anayasal Uygulamalar” başlıklı son panelin moderatörlüğünü SETA Toplum ve Medya Direktörü Yard. Doç. Dr. İsmail Çağlar yaptı.
"Gerçek bir reform başlangıcıdır”
Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Mehmet Uçum, Başkanlık sistemi modelinin tecrübe etmediğimiz yeni bir model olduğunu söyledi. Şu ana kadar vesayetçi parlamenter sistemini tecrübe ettiğimizi vurgulayan Uçum, "Radikal bir dönüşüm gerçekleştiriyoruz. Demokratik meşruiyet problemleri bu değişiklikle çözülmüştür. Temsil hakkı güçlendirilmiştir. 18 yaşında seçilme hakkı verilerek seçilme hakkı gençleştirilmiştir. Demokratik bir temsilin kurulması için sosyal kesimlerin temsiline ihtiyaç vardır. Sivil iradenin askeri iradeye devri ortadan kaldırılmıştır. Gerçek bir reform başlangıcıdır. Diğer anayasa değişiklikleri hep sistem içi revizyondan ibarettir. Bir sistem reformu için adım atıyoruz” diye konuştu.
SETA Washington Araştırma Direktörü Doç. Dr. Kılıç Buğra Kanat, sistemin dış ilişkiler boyutunu ele aldı. Uludağ Üniversitesi, Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Zahit Sobacı da "Cumhurbaşkanlığı Sistemi ve Yerel Yönetimler” başlıklı sunumu gerçekleştirdi.
SETA Hakkında
SETA’nın amacı, ulusal, bölgesel ve uluslararası sorunlara yönelik çalışmalar yapmak ve bunları kamuoyuna ve karar alıcılara sunmaktır. SETA, siyaset, medya ve iletişim, hukuk ve insan hakları, toplum ve kültür, dış politika, güvenlik ve ekonomi direktörlükleri bünyesinde bilgi üretmeyi ve üretilen bilimsel bilgiyi sorun çözücü formüller halinde sunmayı hedefler. Bu bağlamda SETA; Ankara, İstanbul, Washington D.C. ve Kahire’deki ofislerinde faaliyetlerine devam etmektedir.
Bilgi-temelli bir kurum olan SETA, uluslararası bilim standartlarına uygun ve partizan kaygılardan uzak bir şekilde, farklı görüşleri bir araya getirerek bir diyalog platformu vazifesi görür ve bir ortak aklın inşasına katkıda bulunur. SETA’nın kısa ve orta vadedeki çalışmaları ve belli periyotlarla yayınladığı raporlar, analizler ve perspektifler ile Türkiye’deki bilgi ve tahlil seviyesini yükselterek, karar verme mekanizmalarına olumlu katkıda bulunmayı hedefler.
Bilginin toplum ve dünya olayları üzerindeki dönüştürücü etkisine önem veren SETA, sunacağı yeni bilgi perspektifiyle siyasal ve toplumsal "iyi”nin inşasına, yaygınlaştırılmasına ve korunmasına katkıda bulunmayı hedefler. Farklılıkları bir çatışma gerekçesi değil zenginlik olarak gören SETA’nın Türkiye ve dünya kamuoyuna yönelik çalışmaları bu bakış açısına hem bilgisel hem de fikri bir temel sağlayacaktır.